Antibiyotikler, bitki özlerinden elde edilen faydalı mineraller ve küf mantarlarının senteziyle üretilen streptomisin ve penisilin gibi ilaçların tamamını kapsayan bir terimdir. İnsan sağlığını tehdit eden bazı mantar, bakteri ve virüs gibi mikroorganizmaların vücuttan atılmasını sağlayan bu bileşikler, sentetik veya yarı sentetik olarak üretilir ve sağlık sektöründe yaygın olarak kullanılır. Antibiyotiklerin türleri ve sayıları oldukça çeşitlidir ve her biri farklı mikroorganizmalara karşı etkilidir.

Küf mantarları gibi bitkilerde oluşan mikroplu hastalıklara karşı kullanılan etkili ilaçların tamamı da antibiyotiklerdir. Örneğin, ülkemizde çıban tedavisinde peynir küfü kullanılması, doğal antibiyotiklerin etkili olabileceğini gösterir. Antibiyotiklerin tarihi, 1929 yılında penisilinin keşfi ile önemli bir dönüm noktasına ulaşmıştır. Bu keşif, küf parçasının bakteri kültürüne tesadüfen düşmesiyle gerçekleşmiştir ve bu olay, bakterilerin küfün yakınında ölmesini sağlamıştır. Küfün insan vücuduna zarar vermediği ve zararlı bakteri ve virüsleri ortadan kaldırdığı anlaşılmıştır.

Antibiyotiklerin gelişimi, özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında hız kazanmıştır. Yoğun araştırmalar sonucunda artan antibiyotik ihtiyacı, mikroorganizmaların yok edilmesini amaçlamıştır. Ancak, antibiyotikler virüsler üzerinde etkili değildir. Virüsler üzerinde yapılan araştırmalar, antibiyotiklerin bu mikroorganizmalar üzerinde faydalı olmadığını göstermiştir. Ateşli hastalara antibiyotik verilmesi bu nedenle uygun değildir.

Antibiyotik kullanımı, hastalığın tedavisinde öncelikle mikroba karşı kültür ortamında denenmelidir. Uzun süreli antibiyotik kullanımı, vücuda yararlı bakterilere zarar verebilir ve bu nedenle uygun dozlarda ve yeterli sürelerde verilmelidir. Kısa süreli antibiyotik kullanımı, bakterilerin bağışıklık kazanmasına neden olabilir. Uzman doktorlar, iki antibiyotiğin bir arada kullanılmasının zararlı olduğunu belirtmektedir. Antibiyotiklerin birbiri içerisine karışarak etkisini yitirdiği bilinmektedir. Antibiyotiklerin kullanımı, bakteriyi öldürmekten ziyade, bakterinin üremesini durdurmaya yöneliktir.

Her antibiyotik her hastaya verilmez. Uygun dozlarda ve uzman hekimin önerileri doğrultusunda kullanılması gereklidir. Gelişi güzel kullanılan antibiyotikler, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Uygun şartlar altında kullanılan antibiyotikler, kişinin rahatsızlığını gidererek bağışıklık sistemini güçlendirir ve mikropların vücuttan atılmasını sağlar. Ancak bazı antibiyotikler, ilaçlar, meyve suları, yemekler ve süt ile alınmamalıdır. Bu tür maddelerle birlikte kullanıldığında antibiyotik etkisini yitirebilir.

Antibiyotikler, insan sağlığı için oldukça önemli bir yere sahiptir. İnsan sağlığına zarar veren mikropları öldürmek veya vücuttan atmak amacıyla kullanılırlar. Antibiyotikler sayesinde kişi, bulunduğu sağlık sorunlarından kurtulur ve vücudun sağlıklı olması sağlanır. Kısa süre içinde hastalığından kurtulan kişi, sosyal hayatına daha kolay dönebilir. Bu nedenle birçok uzman hekim tarafından çeşitli hastalıklara karşı antibiyotik tedavileri uygulanmaktadır. Ayrıca iç organ rahatsızlıklarına karşı da antibiyotik tedavileri önerilmektedir.

Antibiyotikler, insan sağlığı için önemli bir yere sahiptir ancak bazı durumlarda yan etkilere neden olabilir. Bazı besinlerle birlikte tüketilen antibiyotikler, vücutta şişme, ağrı ve morarma gibi yan etkilere yol açabilir. Bu durumlar, kişinin zehirlenmesine neden olabilir. Bu tür yan etkilerle karşılaşıldığında, uzman hekime başvurulmalıdır. Antibiyotiklerin yan etkileri nedeniyle daha büyük sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Diyabet hastaları ve hamile kadınlar, antibiyotik kullanımı konusunda dikkatli olmalı ve mutlaka uzman hekim önerisi ile hareket etmelidir. Ayrıca, bilinçsiz ve doktor tavsiyesi olmadan antibiyotik kullanımı uygun değildir.