Soğuk algınlığı ve grip, kış aylarında sıkça karşılaşılan rahatsızlıklar arasında yer almaktadır. Bu dönemlerde burun akıntısı, halsizlik, ateş, öksürük gibi belirtiler ortaya çıkarak günlük yaşam kalitesini düşürürken, aynı zamanda yüksek bulaşıcılık oranı nedeniyle çevremizdeki insanlar için de potansiyel bir tehdit oluştururuz. Soğuk algınlığı ve grip her ne kadar birbirinden farklı hastalıklar olsa da, benzer semptomlar gösterdiklerinden dolayı genellikle aynı şekilde tedavi edilmektedirler.

Soğuk algınlığı ve grip, solunum yollarını etkileyen ve İnfluenza türünden virüslerle meydana gelen hastalıklardır. Viral enfeksiyonlar oldukları için son derece bulaşıcıdırlar. Hastalar genellikle 1-2 hafta içinde iyileşme gösterirler ancak hastalığın etkileri haftalarca sürebilir. Soğuk algınlığı ve grip, özellikle sonbahar ve kış aylarında yaygın olarak görülmektedir ve iş gücü kaybına neden olarak yüksek maliyetlere yol açmaktadırlar. Vücut direnci düşük olan bireyler, yaşlılar ve kronik hastalığı olan kişilerde ciddi komplikasyonlar ve hatta ölümcül durumlar meydana gelebilir.

Ülkemizde birçok ilaç reçetesiz olarak temin edilebilmektedir. Bu nedenle halkımız, soğuk algınlığı ve grip gibi rahatsızlıklar için doktora başvurmadan, eczaneye giderek bilinçsiz bir şekilde ilaç kullanımı yapmaktadır. Ancak, soğuk algınlığı ve grip gibi viral hastalıklarda antibiyotiklerin etkili olmadığını bilmek önemlidir. Antibiyotikler, bakteriyel enfeksiyonları tedavi ederken, virüs kaynaklı hastalıklarda etkisizdir.

Soğuk algınlığına birçok farklı virüs sebep olabileceği için insan vücudu tüm bu virüslere karşı direnç kazanamaz. Bu sebeple insanlar her yıl tekrar soğuk algınlığına yakalanabilirler. Soğuk havalar, üst solunum yolu alerjileri ve psikolojik stres gibi faktörler bu hastalığın gelişiminde büyük rol oynar. Soğuk algınlığı genellikle basit ev yöntemleri ve vücudun kendi direnci ile atlatılabilir. Ancak 39°C'yi geçmiş ateş, sürekli ve yoğun balgamlı öksürük, nefes alırken ağrı, yutkunma güçlüğü ve şiddetli ağrı gibi belirtiler varsa mutlaka doktora başvurulmalıdır.

Grip ise, soğuk algınlığından daha ağır geçen, sıklıkla ateş ve vücut ağrılarına neden olan, baş ağrısı ve öksürük gibi semptomlarla birlikte 2-3 hafta süren bir yorgunluğa yol açan bir hastalıktır. Soğuk algınlığından korunmak pek mümkün olmasa da gripten uygun aşılarla korunmak mümkündür.

Bilinçli bir toplum oluşturmak adına, soğuk algınlığına neden olan virüslere antibiyotiklerin etkili olmadığını ve bu hastalıklarda antibiyotik kullanmanın maddi kayıplara ve toplum sağlığına zarar verebileceğini bilmemiz gerekmektedir.

Eğer soğuk algınlığı belirtileri yukarıda belirtilen durumlara dönüşüyorsa, kesinlikle bir doktora başvurulmalıdır. Doktor, bazı durumlarda soğuk algınlığına ek olarak gelişebilecek bakteriyel enfeksiyonlara karşı antibiyotik reçete edebilir. Ancak bu tür bir tedavi mutlaka doktor tavsiyesi ile gerçekleştirilmelidir.

Soğuk algınlığı ve grip, kış aylarında sıkça karşılaşılan viral enfeksiyonlardır. Bu hastalıklar antibiyotiklerle tedavi edilemez. Bilinçli ilaç kullanımı ve doğru tedavi yöntemleri, hem bireysel hem de toplumsal sağlık açısından büyük önem taşımaktadır.